12. haftanın kapanış maçında, 2010'un son derbisinde karşılaşan iki ezeli rakibin mücadelesinde kazanan taraf final periyodunun ilk 7.30'luk diliminde rakibine basket izni vermeyen G.Saray Cafe Crown oldu. 25-12'lik son çeyrek skoruyla 67-56'lık galibiyete uzanan ev sahibi takım, bu galibiyetle birlikte arka arkaya 7. galibiyetini alırken toplamda elde ettiği 10. galibiyetle de liderlik koltuğuna oturmayı başardı. Liderlikten daha mühim olanı ise kesinlikle Oktay Mahmuti'nin Florya'da başlattığı basketbol devrimi. Henüz çok genç bir takım olmalarına rağmen 12. hafta sonunda bu önemli savunma galibiyetiyle liderlik koltuğuna oturdu sarı kırmızılılar.
Rochestie-Shipp-Caner-Rancik-Kuqo klasikleşmiş beşiyle maça başlayan G.Saray Cafe Crown'a karşılık koç Spahija'nın ilk beş tercihi Ukic-Ömer-Emir-Lavrinovic-Kaya şeklindeydi. Ukic'in Rochestie'e sağladığı üstünlükle maça hızlı giren taraf F.Bahçe Ülker oldu ve kısır başlayan maçta Ömer Onan'ın 8 dakikadaki 8 sayısı skorbordda 15-5'i görmemizi sağladı. Bu anda ilk hamlesini yapan koç Mahmuti, Rancik'in tek uzun olduğu 4 kısalı sisteme dönerek ön alanda baskıya başladı. Ve son 57 saniyeye kadar yalnızca 5 sayı üretebilen G.Saray, bu sekansda yakaladığı 7-0'lık seriyle periyot sonunda oyunu dengeledi (12-15). İlk periyotun en önemli notu Marko Tomas'ın Andric'e yapmış olduğu iki muazzam bloktu. İlk rüzgarı bu hamleyle dindirmeyi başaran G.Saray, 2.çeyrekte Shumpert'ın 4 numarada yarattığı eşleşme problemini skorborda 9 sayı olarak yazdırınca maçta ilk kez öne geçmeyi ve kontrolü ele almayı başardı. Bu dönemde Ukic'in kenarda olduğunu ve Greer'in direksiyonda olduğunu da söylemekte fayda var. Düzeni bozulan F.Bahçe'ye karşı Tutku ile burayı çok iyi işledi G.Saray. Shumpert'ı durduramayan Spahija, bu sezon Emir'i ilk kez 4 numaraya çekti devre sonunda. Tanjevic'in sık kullandığı ama Spahija'nın hiç tercih etmediği bir tabloydu bu. Shumpert'ı savunamayan F.Bahçe, hücumda ise Oğuz ve Ukic ile rakibinin zayıf karnına saldırarak devreye 29-27 önde girmeyi başardı. Oğuz'un boyalı bölgeden çıkardığı 8 sayının yanı sıra G.Saray uzunlarına sırayla faul problemine sokması da önemliydi.
İki takımın da hücumda yanlış tercihler yaptığı ama savunma sertliğini mümkün mertebe üst seviyede tutmaya çalıştığı 3.çeyrek karşılıklı basketlerle geçildi. Bu periyodun son 1 dakikasına girdiğimizde liderlik 6 kere el değiştirmiş ve aynı dönemde 2 kez de beraberlik anına tanıklık etmiştik. Bu çekişmeli döneme 7-0'lık bir seri sıkıştıran F.Bahçe, başlangıcın ardından ilk kez farkı açmak üzereyken Greer'in faul hakları olmasına rağmen periyot sonunda faul yapmamasını cezalandıran Tutku, yolladığı son saniye üçlüğüyle final öncesinde heyecanı yeniden had safhaya çekti (42-44). Bu 10 dakikada G.Saray'ın tam 3 kez son saniye üçlüğü bulması da onları maçta tutan bir diğer faktör oldu. Koç Spahija da periyot arasında hayli kızgındı Greer'e. Devre sonunda olduğu gibi uzunlardaki faul problemi de devam ediyordu final öncesinde G.Saray'da. Üstelik bu periyodu takım düzenlerini inkar edercesine 0 asistle geçmeleri de önemli bir not. Buna karşılık F.Bahçe Ülker, 2. kez vurup geçme şansını kullanamadı, bu da kritikti.
Final periyodunun ilk F.Bahçe hücumunda Ömer Onan'a Haluk tarafından yapılan müdahaleye düdük çıkmamasının ardından Shipp'in hızlı hücumdaki basketiyle skor 44-44'de eşitlenirken yoğun şekilde itiraz eden ve pota altına giden Spahija'ya teknik faul kararı geldi. Yorumlarda uyarı gelince pozisyonu tekrar izledim, kaçırmışım ben o kısmı. Naçizane faul olduğunu düşünüyorum orada. Ardından Spahija'nın aldığı teknik faul ise, koçun da maç sonunda kabul ettiği gibi, net şekilde doğru karardı. Bu anı 4-0'lık seriyle geçen G.Saray, rüzgarı arkasına almayı başarırken salonda da beklenen kıvılcım çakılmış oldu. Ardından gelen zorlama F.Bahçe hücumuyla birlikte ipler iyice ev sahibinin eline geçti. Taraftarı arkasına alarak ritmlenen G.Saray, bu periyodun ilk 7.30'unda saha içi isabete izin vermeden yakaladığı 17-5'lik seriyle, hatta 3.çeyrek sonuna da katarsak 20-5'lik seriyle, galibiyete uzandı. Kapıyı sert şekilde kapatan isim ise bitime 2.50 kala yolladığı üçlükle Shumpert oldu.
Maçın hemen başında Ermal ile başlayan uzunların faul problemi G.Saray'da maç boyunca devam ederken kenardan gelen, Kuqo deyişiyle, Tutku 'Nash' Açık 12 sayı- 7 şık asist - 6 ribaund ile maçın öyküsünü yazan isimlerden biri oldu. İlk 5 başlayan Rochestie, 0-5 ile 0 sayı-1 asist-1 top kaybıyla tamamladı maçı. Takımın özgür ismi Shumpert, 16 sayı ile takımın en skoreri olurken F.Bahçe'yi takım halinde 56 sayıda tutmaları maçın kilidiydi kesinlikle. F.Bahçe Ülker cephesinde ise Ukic'in kenara geldiği anlarda yaşanan sorun, koça çalınan teknik faulle başlayan finalde ayakta kalan bir ismin olamaması, ev sahibinin 13 kere gelebildiği çizgiden yakalanan 15/27'lik serbest atış yüzdesi ve G.Saray'ın maçı isteyen hevesli direnişine cevap verememeleri onlar adına maçın dikkat çeken notlarıydı. Burada kaybedilen maçın sene sonu için çok büyük anlamlar taşımadığı kesin fakat Euroleague-TOP 16 öncesi hamle sırası geldi de geçiyor bence. Üstelik her takım açıklarını yamamak için iyi kötü bir hamle yapıyor şu sıralarda. Zira orada telafi şansı pek yok. F.Bahçe Ülker'in sorunlarını bir kez daha net olarak gördük bugün.
Maç sonunda iki koçun önce rakibini tebrik ederek başladığı maç sonu konuşmaları ve sağduyulu, özeleştirili açıklamaları da bir o kadar önemliydi. Bu zevkli, çekişmeli mücadeleye, uzun zamandır rafa kaldırılan ezeli rekabet geleneğine de yakışan türdendi. Son olarak alkışlar iki koça gitsin.
G.Saray Cafe Crown (67): Joshua Shipp 11 (8 ribaund), Caner Topaloğlu 2 (1 ribaund), Preston Shumpert 16 (4 ribaund-1 asist), Taylor Rocheste (2 ribaund- 1 asist), Tutku Açık 12 (6 ribaund- 7 asist), Luksa Andric 5 (2 ribaund), Radoslav Rancik 11 (3 ribaund- 2 asist), Haluk Yıldırım (1 ribaund- 1 asist), Evren Büker 5 (3 ribaund), Sertaç Şanlı, Ermal Kurtoğlu 5 (4 ribaund)
F.Bahçe Ülker (56): Roko Ukic 8 (1 ribaund- 3 asist), Mirsad Türkcan 3 (3 ribaund), Ömer Onan 16 (2 ribaund- 1 asist), Lynn Greer (1 ribaund), Darjus Lavrinovic 1 (7 ribaund- 2 asist), Kaya Peker 6 (9 ribaund), Oğuz Savaş 14 (4 ribaund- 1 asist), Tarence Kinsey 2 (5 ribaund- 1 asist), Marko Tomas 3 (3 ribaund), Emir Preldzic 3 (1 ribaund- 1 asist)